21 Mayıs 2009 Perşembe

Karaman

Karaman

Yeşildere-Manazan Mağaraları

Karaman'da ilk durağımız, şehre yaklaşık 45 km. uzaklıktaki Taşkale köyü. Karaman'dan Ereğli yönüne giderken 12. km'de sağ tarafta Yeşildere yönüne doğru sapıyoruz. Gerçektende etrafı yeşilliklerle çevrili bir dere boyunca Taşkale'ye doğru ilerlerken dere kenarında yer alan lokantalarda alabalık ziyafeti çekebilirsiniz.


Yine yol boyunca, gözünüz evlerinin önünde ceviz, bal vs. satan köylülerde olsun. Zira bölgenin tertemiz havası ve toprağından gelen lezzetleri tatmamak olmaz. Taşkale'ye yaklaşık 10 km kala, sol tarafta Manazan mağaralarını göreceksiniz. Mağaralara ulaşmak için oldukça dik bir tepeye yapılmış merdivenlerden çıkmak gerekiyor. Mağaraların manzaraları oldukça güzel. Hava çok sıcak olmasına rağmen mağaraların 1 metre içerisi bile dondurucu soğuklukta. Yöreye özgü tulum peynirleri, tulumlara doldurulduktan sonra bu mağaralarda uzun süre saklanabiliyormuş.



Taşkale
 
Köye girergirmez kendimizi 30-40 yıl önceye gitmiş gibi hissediyoruz. Köy içerisinde yer alan taş dik bir yamaca oyulmuş oyuklar var. Bu oyuklar ürün saklamak, konaklamak ve son zamanlarda da güvercin yuvası olarak kullanılıyor. Köyün girişindeki bu yamaçta, Atatürk'ün atalarının bu köyden çıkarak Balkanlara göç ettiklerine dair bir bilgi var. Köy tam bir yörük köyü. Uzun yıllar boyunca hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşmiş bir gen yapısı var. Sokaklarda renkli gözlü, sarışın kız ve erkek çocukları görüyoruz. Köye Konya'dan haftasonları fotoğraf ekipleri tura geliyorlarmış.

Yaşlı teyzeler pekte bilinmeyen bu bölgeye gelen tek tük turiste kendi yaptıkları el işlerini satmaya çalışıyorlar. Bölge eskiden el dokuma halıları ile çok meşhurmuş ama şimdilerde pek halı dokuyan kalmamış. Aslında tarım yapanda pek kalmamış. Gençler okuyup büyük şehirlere gidiyormuş hemen her yerde olduğu gibi.

Köyde hala çok sayıda kerpiç ev bulunuyor. Bunların bir kısmında halen oturunlar varken bir kısmı maalesef bakımsızlıktan çok kötü durumda. Köylüler, siz onlarla konuşmadan kesinlikle sizi rahatsız etmiyorlar. Ama sohbet etmek isterseniz de her türlü sorunuzu cevaplıyorlar.

Alahan Manastırı
Bu sefer Karaman'dan güneye doğru gidiyoruz. Hedefimiz Alahan Manastırı. Eskinin en zor geçitlerinden olan Sertavul geçidini geçtikten sonra Mut'a doğru inişe geçtiğimiz sırada sol tarafta Alahan Manastırı levhasını gördükten sonra aracımızla tırmanmaya başlıyoruz. Oldukça dik ve keskin virajlı 2-3 km'lik tırmanış sonrası manastıra varıyoruz. Buraya gelişimizi özellikle öğleden sonraya bırakıyoruz ki güneşin batmasına yakın manastıra ismini veren taşların aldığı rengi görebilelim.

Manastır, Torosların dik yamaçlarından birine Mut ovasına hakim yüksek bir noktada kurulmuş. Çok fazla bilinen bir yer olmadığından, bizden başka kimse yok ve bu sakinliğin keyfini çıkarıyouz. Binlerce yıl önce insanların neden burada inzivaya çekildiğini biraz olsun anlıyoruz.

Dönüşte Sertavul geçidinde durup bir yemek molası veriyoruz. Yörede yetişen koyunların etlerinden yapılan ızgara çok lezzetli, fiyatlar biraz yüksek olmakla birlikte hizmet ve ikramlar çok doyurucu.


1001 Kilise-Değle
Karaman'daki diğer durağımız, Karaman'ın yaklaşık 40 km kuzeyinde yer alan 1001 Kilise, diğer adı ile Değle. Buraya ulaşmak için, Karaman'dan Karapınar yönüne giderken yaklaşık 23.km'de sola Madenşehri'ne dönmek gerekiyor. Madenşehri girişinde sola doğru dönüp tırmanmaya başlıyorsunuz. Yol sizi önce Değle köyüne oradanda 1001 kilise'ye ulaştıracak. 1001 kilise Rumlardan kalma terkedilmiş eski bir yerleşim, şu an bu yıkıntılar arasında hayvancılık yapan 3-4 hane devamlı olarak yaşıyor. Yerleşim, diğer Rum yerleşimlerinde olduğu gibi tüm bölgeye hakim bir tepe üzerinde kurulu.

Karacadağ Krateri
Karacadağ, bölgedeki en yüksek volkan kraterlerinden biri. Kraterin tepesinde Trt vericisi var. Bu yüzden tepeye kadar araba ile çıkmak mümkünmüş. Biz sadece kratere kadar çıktığımızdan geri kalan yolu bilemiyorum ama kratere kadar toprakta olsa güzel bir yol var. Bölgede yaşayanların dediğine göre krater içerisinde vahşi atlar sürüler halinde yaşıyormuş. Çok eski bir volkan olduğundan kraterin çukuru çok geniş. Uzun süre dürbünle taramamıza rağmen 1-2 at dışında at sürülerini göremiyoruz. Köylülerin dediğine atlar kraterde olmaz ise su başına gidiyorlarmış, ama tarif ettikleri çeşmeyide bulamadığımız için vahşi at sürülerini göremeden dönüyoruz.


Meke Gölü
Bölgedeki bir başka krater gölü, namı diğer dünyanın nazar boncuğu, bu geziye çıkmamızın asıl sebebi Meke krater gölü. Göle Karapınar ilçesinden 7 km. sonra sağ taraftaki bir sapaktan ulaşılabiliyor. Yol, ilk kraterin içine kadar gidiyor.

Son yıllarda yaşanan kuraklık sebebi ile gölün sularının çekildiğini duyduğumuz için hep ertelediğimiz Meke gölü ziyaretini bu sene yağışların iyi gitmesi sebebiyle gerçekleştirelim istedik. Ancak Mayıs ayı olmasına rağmen maalesef su seviyesi çok yüksek değildi.

Göl, yaklaşık 5 milyon yıl önce patlayan volkan kraterinin içinin suyla dolması ve aynı yerden 9 bin yıl önce tekrar patlayan ikinci bir volkan konisi ile oluşmuş. Bu sebeple yukardan bakıldığında nazar boncuğunu andırıyor. İlk kraterin batı tarafından ikinci kratere çıkan bir patika var. Biraz dik ve tozlu bu patikadan ikinci kratere çıkılabiliyor. Göl uluslararası bir mutabakat ile Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmasına rağmen çok kötü durumda. 15-20 yıl öncesine kadar göçmen kuşların uğrak yeri olan gölde azalan su sebebi ile çok kötü bir koku var ve bir şekilde buraya uğramaya karar vermiş 2-3 göçmen ördekten başka kuş görülmüyor.

Acı Göl
Meke gölü sapağından 3 km sonra sol tarafta bir benzin istasyonunun arkasında yer alıyor. Bu gölde başka bir krater gölü. Krater çukuruna dolan suyun oluşturduğu göl kenarında binlerce yıllık kurumuş lavları görebiliyorsunuz.

Çıralı Obruğu
Karapınar içinden kuzeye doğru 30 km. sonra yer alan Çıralı obruğunu, daha önceden hazırlık yapmadığımız için biz bulamadık. Karapınar içerisinde sorduğumuz kişilerde yerini bilemediğinden biz burayı göremeden döndük. Ancak Google Earth'de obruğu bulmak mümkün.




20 Mayıs 2009 Çarşamba

Konya


Kuşça


Ankara'dan Konya'ya doğru giderken yolda ilk molamızı Cihanbeyli ilçesi yakınlarındaki Kuşça kasabasında veriyoruz. Cihanbeyli-Konya yolundan 26 km. içerideki bu kasabanın hemen çıkışında, kurumuş bir gölden geriye kalan ilginç çökelti kayaları bulunuyor. Bölgedeki sönmüş volkanlardan çıkan küllerin zamanla göl içerisinde çökelmesi ve daha sonra gölün kuruması ile ortaya çıkan ardından rüzgar ve yağmur ile şekillenen bu kayalar ilginç görüntüler sunuyor.


Konya Merkez

Konya merkezde Mevlana türbesi ve müzesi en çok rağbet gören yerlerden. Türbenin karşısındaki çarşıda ilginç hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. Yine türbeye bakan terasları olan restoranlarda yemek yenilebilir.

Sille


Konya'nın 8-10 km Kuzeybatısında kalan bu köy, Rumlardan kalma taş evleri ile ilgi çekiyor. Dünya Bankası tarafından finanse edilen bir proje ile köyün turizme kazandırılması çalışmaları devam ediyormuş. Köyün merkezinde restoranta dönüştürülmüş tarihi evde yöreye özgü lezzetli yemekler yemek mümkün.

Köyün 3-4 km ilerisindeki Sille baraj göleti.


Çatalhöyük


Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilelen eserlerin bir çoğonun çıkarıldığı yer olan Çatalhöyükteyiz. Konya'dan yarım saat uzaklıktaki bu arkeolojik alan geniş tarlaların ortasında büyükçe bir höyükte yer alıyor. Höyüğün hemen yanında bir müze ve örnek Çatalhöyük evi bulunuyor. Höyükteki her iki kazı alanının da üzeri çelik konstrüksiyonlar ile kapatılmış.


Yöreye özgü gelincikler çok cana yakın.

Çatalhöyükten sonra rotamız Karaman.
 
Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!